Gebelikte anne karnında kan transfüzyonu, nadir görülen ancak ciddi bir durumdur. Bu işlem genellikle fetal anemi durumunda gerçekleştirilir. Fetal anemi, bebeğin kanındaki kırmızı kan hücrelerinin sayısının düşük olması durumudur ve bu da bebeğin sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu durumun nedenleri arasında anne ve bebek arasında kan uyumsuzluğu, rhesus uyumsuzluğu veya enfeksiyonlar yer alabilir. Kan transfüzyonu, bebeğin karnındaki damarlardan doğrudan kana erişim sağlayarak bebeğe kan verilmesini sağlar.

Gebelikte anne karnında kan transfüzyonu genellikle iki yöntemle gerçekleştirilir: intravasküler transfüzyon ve intraperitoneal transfüzyon.

1. İntravasküler Transfüzyon: Bu yöntemde, bebeğin kordon kanı damarlarından birine ince bir iğne yerleştirilir ve bebeğe kan doğrudan damardan verilir. Bu işlem genellikle ultrason rehberliğinde gerçekleştirilir ve bebeğin kalp atışları ve pozisyonu izlenerek yapılan bir işlemdir. İntravasküler transfüzyon, doğrudan kana erişim sağladığı için daha etkili bir yöntemdir.
2. İntraperitoneal Transfüzyon: Bu yöntemde, bebeğin karın boşluğuna kan verilir ve bebeğin vücudu tarafından emilerek dolaşıma geçmesi sağlanır. İntraperitoneal transfüzyon, genellikle intravasküler transfüzyonun mümkün olmadığı durumlarda tercih edilir. Ancak, bu yöntem intravasküler transfüzyona göre daha az etkili olabilir.

Kan transfüzyonu işlemi genellikle uzman bir ekip tarafından gerçekleştirilir ve annenin ve bebeğin durumu sürekli olarak izlenir. İşlem sırasında herhangi bir komplikasyon olması durumunda hemen müdahale edilir. Kan transfüzyonu sonrasında bebeğin durumu düzenli olarak kontrol edilir ve gerekirse tekrar transfüzyon işlemi uygulanabilir.

Gebelikte anne karnında kan transfüzyonu nadir görülen ancak gerektiği durumlarda hayat kurtarıcı bir işlem olabilir. Bu işlem uzman bir ekip tarafından gerçekleştirilmeli ve anne ile bebeğin durumu sürekli olarak izlenmelidir.